Planlama

Ülkemizde meyveciliğin artmasının istihdam, katma değer ve ihracat artışı açılarından önemi büyüktür.

 

Artan dünya nüfusu ile birlikte tarım ürünleri ve de meyve tüketimi her geçen gün artmaktadır ve önümüzdeki yıllarda gıda ürünlerinin önem kazanacağı Gıda ve Tarım örgütü(GTÖ-Food and Agriculture Organisation) ; Türkiye Tarım bakanlığı, Dünya Ticaret Örgütü(DTÖ) ve birçok kurum raporlarında önemle vurgulanmaktadır. Bu sebeple birçok ülke tarım ürünleri üretimini artırmak sebebi ile tarım sektörüne desteklerini her geçen gün artırmaktadır. Gerek ülkemizde, gerekse dünyada bir çok özel ve kamusal kurum bu sektöre yatırımlarını artırmaktadır.

 

Ülkemizde meyvecilik birçok sebep ile cazip hale gelmekte ve önümüzdeki dönemde de daha da cazip hale gelecektir. Bunun sebeplerinin bazılarını sıralamamız gerekirse:

 

1) Ülkemiz meyve tüketimi alışkanlığı Avrupa ve dünyadaki birçok ülkeye göre daha yüksektir. Avrupa’da insanlar marketlerden, manavlardan tane ile elma, salkım ile üzüm, dilim ile karpuz alırken; ülkemizde kasa ile, file ile, kilolarca meyve satın alma ve de tüketme alışkanlığı mevcuttur. Rakam ile örnek verirsek; örneğin İtalya’da kişibaşı elma tüketimi 19.5kg/yıl; AB ortalaması 20.6 kg/yıl iken bu rakam Türkiye’de 33 kg/yıl dır.

 

2) Ülkemiz genç nüfusa sahiptir. Eurostat tarafından yapılan bir araştırmaya göre 2011 yılında Almanya’da yaşayan insanların yaş ortalaması 44.6; Avrupa Birliği(AB-27) yaş ortalaması 41,2 iken bu rakam Türkiye için 29.3 tür. Genç nüfusun meyve tüketiminde yaşlı nüfusa göre her zaman yüksektir. Ayrıca gelişmekte olan ülkemizde fert başına milli gelir arttıkça kişi başı meyve tüketimi daha fazla olacak olması sebebi ile; önümüzdeki 10 yılda Türkiye’de meyve tüketiminin artması beklenmektedir.

 

3) Ülkemiz meyve üretiminde köklü bir geçmişe ve de bilgi birikimine sahiptir. Türkiye’de kişi başı meyve üretimi AB ortalamasından yüksektir. Nüfus yoğunluğu ve de genç bir nüfusu olan bir ülke olarak bu durum Türkiye’nin meyvecilik konusunda bir geçmişi ve de birikimi olduğunu göstermektedir.

 

4) Ülkemiz coğrafi olarak meyve üretimi az olan ve de ithalatçı pozisyonda olan ülkelere yakındır. Rusya, Irak, Avrupa Birliği, Ukrayna, Suriye, Ortadoğu ülkelerinin neredeyse tamamı meyve ithalatçısı konumunda olan ülkelerdir. Bu yakınlık ve de tarihi ilişkiler Türkiye’nin ihracat şansını artırmaktadır.

 

5) Ülkemiz doğa şartları meyve üretimine uygundur. Dört mevsimi yaşadığımız ülkemiz; toprak olarak verimli; su kaynakları bol; kışın meyvenin soğuklama ihtiyacını karşıladığı gibi yaz aylarında güneş ihtiyacını karşılayabilmektedir.

 

6) Ülkemizde gerek fidan, gerek tarımsal makine üretimi, ve gerekse de kimyasal gübre ve de ilaç üretimi mevcut ve meyvecilik için gerekli her tür girdi kolaylıkla temin edilebilir durumdadır.

 

7) Ülkemizde arazi fiyatları Avrupa’nın meyve üreten ülkeleri İtalya, İspanya, Hollanda, Yunanistan a göre çok daha düşük rakamlardadır.

 

8) Son yıllarda dünyada olduğu gibi Türkiye’de de meyve bahçeleri kurulumunda ve meyve fidanlarında çok büyük değişimler olmuştur..Örneğin; artık 8-10 yıl sonra meyve veren klasik tip elma-armut-kiraz ağaçlarının yerini; 2. Yılda meyve vermeye başlayan, daha yüksek verimli bodur ağaçlar almaktadır… Eskiden dekara 40 adet armut veya elma dikilir iken, şimdi bu rakamlar 200-300 hatta 500 lü rakamlara kadar çıkabilmektedir… Bu durum çok daha çabuk verim almayı, daha yüksek kalitede ve tonajda meyve üretimini mümkün kılmaktadır.

 

9) Fidan çeşitliliğinin artması sebebi ile; artık meyvelerin olgunlaşma-toplama zamanları çok geniş takvime yayılabilir vaziyete gelmiştir…Örneğin elma armut için bundan 30 yıl önce 45-60 gün olan meyve hasat dönemi, erkenci ve geççi meyve çeşitlerinin ıslah edilmiş olması sebepleri ile 150-160 gün seviyelerine kadar yükseltilmiştir..Bu durum; meyve budaması, ilaçlaması, gübrelemesi ve toplaması gibi faaliyetleri zamana yayarak verimli ve kolay hale getirmiştir.

 

10) Damlama sulama sistemi; daha az su ile daha etkin, toprağı tuzlandırmayan, verimi artıran, kolay, engebeli arazilere de uygulanabilen, işçilikten kazandıran bir sistemdir..Son yıllarda bu sistemin gelişmesi, kolay ulaşılabilirliği, devlet tarafından %50 hibe ve sıfır faizli kredi ile destekleniyor olması meyvecilik açısından büyük fırsattır.

 

11) Tarsim sigortası sayesinde devlet tarafından çiftçilerin poliçe pirim bedellerinin %50 sinin devlet tarafından ödeniyor olması; çiftçinin risklerini ucuz yoldan sigortalaması imkanını getirmiştir. Son yıllarda eklenen dolu ve don sigortaları sayesinde meyvecilerin riskleri oldukça azalmıştır.